Salı 28 Ocak 2025 - 00:03
İmam Humeyni (r.a) gerçek güç olan Allah’ın desteğiyle, dünya güçlerinin sahte olduğuna inanıyordu

Havza / Rehberlik Uzmanlar Meclisi Başkanlık Heyeti üyesi: “Rahmetli İmam Humeyni (r.a), bu Kur’ani mantık temelinde ve Allah’ın gerçek gücüne dayanarak, dünyanın tüm güçlerinin aslında sahte olduğuna derinden inanıyordu. Amerika’yı Allah’ın düşmanı olarak adlandırıyor ve Aziz ve Hikmet sahibi Allah’tan başka hiçbir güçten korkmuyordu.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin Ahvaz’dan bildirdiğine göre, Rehberlik Uzmanlar Meclisi Başkanlık Heyeti üyesi Ayetullah Ka’bi, bugün “Musa bin Cafer’in (a.s.) Öğretisinde Tevhid ve Mücadele” konulu bir toplantıda şu açıklamalarda bulundu:

İmam Musa bin Cafer (a.s.) buyurdu ki: “Kim insanların en güçlüsü olmak isterse, Allah’a tevekkül etsin ve O’na güvensin.”

Ayetullah Ka’bi sözlerine şöyle devam etti:

“Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s.) varlığı, insanlık için pratik tevhid dersi taşıyan büyük bir berekettir. Ehl-i Beyt’in (a.s.) tevhid ile ilgili öğretileri, devrimden önce de kitaplarda mevcuttu ancak toplumumuz bu yüce öğretileri yalnızca birkaç istisna dışında derinlemesine tanımıyordu.

Rahmetli İmam Humeyni (r.a.), tevhidi topluma mal etti ve bu kavramı sosyal alanda yaygınlaştırdı. Sayın Rehberimiz de hareketini bu öğretiler üzerine inşa etti. Tevhid, özellikle siyasi ve sosyal alanlarda velayet olmadan şirk haline dönüşür.”

Ayetullah Ka’bi, “Tağut ile mücadele, tevhidin ön koşuludur. Tağut ile çatışmadan yoksun bir iman, boş bir imandır. Tevhidin gerçekleşmesi için tağuta karşı mücadele, Kur’an’ın önemli öğretilerindendir. Tevhid, mücadeleden ve siyasetten ayrı düşünülemez. Siyasetten yoksun bir velayet, gerçek anlamda velayet değildir” diye ekledi.

Cemaat-i Müderrisin üyesi şu ifadelerde bulundu:

“Eğer güç ve kudret arıyorsak, Allah’ın gücüne güvenmeliyiz. Kişisel alanda, içsel bir sağlamlık sahibi olmak, zorluklar, musibetler ve hayatın çetin fırtınaları karşısında çökmemek ve yıpranmamak istiyorsak, toplumsal ve siyasi yaşamda da toplumumuzu güçlü kılmak için tevhid temelli bir kudret kazanmamız ve gerçek gücün yalnızca Allah’a ait olduğunu bilmemiz gerekir. Maddi ve sahte güçlere değil, kudretli ve mutlak hakim olan Allah’a dayanmalıyız.”

Rehberlik Uzmanlar Meclisi Başkanlık Heyeti üyesi sözlerine şöyle devam etti:

“Rahmetli İmam Humeyni (r.a.), bu Kur’ani mantık temelinde ve Allah’ın gerçek gücüne dayanarak, dünyanın tüm güçlerinin aslında sahte ve dayanıksız olduğuna derinden inanıyordu. Amerika’yı Allah’ın düşmanı olarak adlandırıyor ve Aziz ve Hikmet sahibi Allah’tan başka hiçbir güçten korkmuyordu.”

Ayetullah Ka’bi, şöyle ekledi: “İmam Kazım (a.s.), mücadele imamıydı; tüm Ehl-i Beyt imamlarının tağut ile mücadele ettiği gibi o da tağutla mücadele etti. Tağutla mücadele, Allah dostlarının ve ariflerin işidir. Daha önce bu konuda sadece birkaç istisna örnek vardı ve takva genellikle kaçınma takvası olarak tanıtılıyordu.”

Sonrasında sözlerine şöyle devam etti: “Ancak şimdi İslam Devrimi’nin bereketiyle, sekiz yıllık kutsal savunma sırasında şehit Tehrani Mukaddem, gözleri basiret sahibi olan Şehit Yusuf Azizullahi, irfanı mücadeleyle iç içe olan Şehit Hacı Kasım Süleymani, Şehit Seyyid Hasan Nasrallah ve Şehit Safiuddin gibi büyük ariflere benzeyen, gerçek iman sahibi, Allah’ın salih kullarını tanıdık. Bu insanlar, Ehl-i Beyt imamlarının yolunu izleyerek uygulamalı irfanı cihad ve mücadeleyle birleştirdiler.”

Etiketler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha